Validebağ Gönüllüleri tarafından Haziran 2014'de yayınlanmıştır.
VALİDEBAĞ
KORUMA KAVRAMI
Validebağ
Korusu nasıl bir yerdir? : Üsküdar Altunizade’de bulunan ve 354.000 m2 alana
sahip Validebağ Korusu (Koru), İstanbul’un Anadolu yakasının ikinci en büyük
yeşil alanıdır. 1927 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın kullanımına tahsis
edilmiş olan Koru’da Öğretmenevi olarak hizmet veren Adile Sultan Kasrı,
Abdülaziz Av Köşkü, Çamlı Köşk gibi tarihi eserler bulunmaktadır. Sağlık Meslek
Lisesi ile Üsküdar Devlet Hastanesi ek birimleri de burada faaliyet
göstermektedir. Anıt ağaçlar da dahil olmak üzere, çok çeşitli ağaç, bitki,
böcek ve kuş türlerini barındıran, daha önce döner sermaye ile bakımlı bir
durumda olan Koru, 1980’li yıllarda kaderine terk edilmiştir. 1990’lı yılların
sonunda deresi kurutulmuş, çevrede çok sayıda inşaat başlatılmış ve her sene
ilkbahar ve sonbaharda Koru’da konaklayan leylekler artık gelmemeye
başlamışlardır. Her şeye rağmen doğal güzelliğini ve ekosistem olma özelliğini
koruyan korumuz gün boyunca, özellikle sabahları spor, yürüyüş ve gezinti
amaçlı olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hızla betonlaşan ve düzensiz
büyüyen İstanbul’da şehrin gürültüsünden, kalabalığından ve pis havasından
kaçmak isteyenler için bir sığınak işlevini sürdürmektedir. 1999 yılında
görüldüğü gibi, depremlerden sonra insanların binlerce çadır kurarak
sığındıkları doğal bir toplanma alanıdır.
Validebağ Gönüllüleri’nin çabaları
sonucunda Validebağ Korusu, 1999 yılında İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu (KK) tarafından I.
derece doğal SİT alanı ilan edilmiştir. Ayrıca içindeki tarihi binalar da
tescil edilmiştir. Bu kararın anlamı, Koru’da Koruma Kurulu’nun onayı
olmaksızın hiçbir faaliyetin yapılamayacağıdır. Ancak rant amaçlı olarak çeşitli
kurum ve kuruluşlar tarafından masum ve ulvi amaçlar arkasına gizlenerek
sürekli ihlaller yapılmaktadır. Validebağ Gönüllüleri’nin yıllar süren çabaları
sonucunda Koru’da toplu piknikler ve mangallı piknik yapılması yasaklanmıştır.
Koru’da biriken çöpler, kısmen Koru’da faaliyet gösteren kurumların
görevlilerince, zaman zaman da gönüllüler tarafından toplanmaktadır.
Validebağ
Gönüllüleri kimdir?
: 1995 yılından itibaren Altunizade Muhtarı Cafer Koç’un öncülüğünde mahalle
sorunlarını görüşmek üzere bir araya gelen Altunizade Mahallesi sakinleri, zamanla
bu toplantıları düzenli bir hale dönüştürdüler. Emlak vergilerinin yüksekliği,
kaldırım işgalleri gibi konularda seslerini duyurdular; komşularının takdirini
ve desteğini kazandılar. 1998 yılına kadar Altunizade Yurttaş İnisiyatifi
adıyla faaliyet gösterdiler. 1998 yılı sonuna doğru, Validebağ Korusu’nun bir
bölümünün hastane yapılmak üzere Marmara Üniversitesi’ne tahsis edildiği
haberinin duyulması üzerine, Altunizade’nin yanında, Acıbadem, Barbaros ve
Koşuyolu mahallelerinden de yüzlerce yurttaş bir araya gelerek tepkilerini
gösterdiler. Öğretmenevi’nde yapılan kalabalık toplantılardan birinde Koru’nun
doğal SİT alanı ilan edilmesi için KK’na başvurulması kararı alındı. Aralık
1998’de 6.000’i aşkın imzayla başvuru yapıldı. SİT kararından sonraki çeşitli
ihlaller, yurttaşlara bu toplantıların ve tepkilerin sürekli hale getirilmesi
gerektiğini gösterdi ve Validebağ Gönüllüleri (VG) böylece ortaya çıktı. 1999
depreminden sonra afetlere karşı hazırlıklı olmanın bilincine varan VG, ilk
yardım, yangın söndürme, arama kurtarma, eğitimci eğitimi gibi çok sayıda
eğitim aldılar. Böylece kendilerini afetlere karşı daha hazır hissettikleri
gibi, komşularının da bilinçlenmesine yardımcı oldular, eğitimler verdiler.
Koru’nun korunması için çeşitli hukuki girişimlerde de bulunan VG, bu
girişimleri güçlü bir şekilde sürdürebilmek için Ocak 2001’de Validebağ
Gönüllüleri Derneği’ni kurdu.
Validebağ
Gönüllüleri Validebağ Korusu’nda niçin ve nasıl söz sahibi? : VG, herhangi
bir yerde resmi kurumlarca yapılacak değişikliklerin orada yaşayan halkın
görüşünün sorularak, onayının alınarak yapılması gerektiğinin bilinciyle,
Koru’da yapılacak herhangi bir değişiklik/faaliyet olduğunda müdahil olmaya
çalışmaktadır.
Bunun 2 haklı temeli vardır :
1)
VG,
yıllardır yaptığı çalışmalarla geniş bir kamuoyu desteği kazanmıştır.
Düzenlediği toplantılara ve imza kampanyalarına binlerce coşkulu insan katılmıştır.
Koru’daki SİT kararı ihlalleri, yürüyüş ve spor yapan mahalleliler tarafından
hemen VG’ne bildirilmekte, müdahale edilmesi istenmektedir. Bir başka deyişle
mahalle sakinleri, Koru’yu koruyabilmek için devlet yetkilileri yerine VG’nü
muhatap almaktadırlar.
2)
İstanbul
III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 4.8.2004 tarihli, 17
sayılı kararında VG’ni Koru ile ilgili hususlarda görüşü alınması gereken taraf
olarak işaret etmiştir.
Validebağ Gönüllüleri ne istiyor? :
VG, tüm insanlara olduğu gibi, dünyayı
paylaştığımız diğer tüm canlılara da saygı ve sevgi ile yaklaşmamız gerektiği
düşüncesindedir. Buradan hareketle Koru’da yaşayan hayvan, ağaç, çalı, ot, kuş,
böcek ayırt etmeksizin tüm canlıların insanlar kadar yaşama hakkı olduğunu
savunur. Dolayısıyla, “ihtiyaç” olduğu iddia edilen bazı projelerin uygulanması
uğruna, Koru’da yaşayan diğer canlıların öldürülmesine göz yummamaya ilke
olarak karar vermiştir. VG bu ilkeyi sadece soyut bir eşitlik veya doğa sevgisi
nedeniyle değil, aynı zamanda insanların gelecekte sağlıklı bir şekilde
yaşamaya devam edebilmeleri adına gerekli olduğu için de benimsemiştir. Aşağıdaki
istekler, bu ilkenin somut yansımaları olarak görülmelidir.
1)
Doğallığı,
yeşilliği korumak için SİT kararının yetmediğini gören VG, bu kararı hayata
geçirmek için, aynı zamanda yasal bir zorunluluk da olan, Koruma Amaçlı
Nazım İmar Planı’nın (KANİP) hazırlanması ve uygulanması konusunda başından
beri ısrarcı olmuştur. Resmi makamlar nezdindeki girişimler sonucunda, KANİP çok
gecikmeli olarak 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Planlama
Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. Bu plan hakkındaki itirazlarını 2013 yılı
içinde yazılı olarak bildiren VG, konunun takipçisi olmaya devam etmektedir.
2)
Koru’nun
geniş ve özel bir alan olması nedeniyle özel bir şekilde yönetilmesi
gerekmektedir. Koru içinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Öğretmenevi,
Huzurevi ve Sağlık Meslek Lisesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Üsküdar Devlet
Hastanesi ek birimleri faaliyet göstermektedir. Ayrıca Koru’daki varlığı hukuk
dışı olan “İzci Evi” de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır. Bu kurumların her
birinin ayrı bir yöneticisi vardır. Bu yöneticiler arasında uyumu sağlayacak,
Koru’nun genel güvenliğinden, bakımından ve düzeninden sorumlu olacak bir
“kampüs müdürü” veya “koordinatör” ünvanlı bir yetkilinin Koru’da
görevlendirilmesi için taleplerimiz sonucunda Nisan 2013’te Koru’ya bir koordinatör
atanmıştır. Koordinatörün sorumluluk alanı ile görev ve yetkilerinin daha açık
ve somut olarak belirtilmesi ve bunların Koru’da faaliyet gösteren birimlerin
yöneticilerine bildirilmesi gerekmektedir. VG bu konuda müdahil ve takipçi
olmaya devam edecektir.
3)
Gerçek
bir koruma uygulaması için Koru’da bulunan doğal ve tarihi varlıkların
ayrıntılı bir envanterinin çıkarılması gerekmektedir. Geçmiş yıllarda VG,
uzmanların katkısıyla ağaç ve kuş sayımı yapılmasına öncülük etmiştir. Ancak bu
çalışmaların daha ayrıntılı bir biçimde yapılması ve belli aralıklarla tekrarlanması
gerekmektedir. Bunun için üniversitelerin ve çeşitli kurumların bilimsel ve
kadro desteğine ihtiyaç vardır. Bu çalışmalar sonunda anıt ağaçlar belirlenip
tescil edilmeli ve özel korumaya alınmalıdır. Diğer ağaçların da
numaralandırılması, hatta isimlendirilmesi sağlanmalıdır. Çünkü Koru’da çok
sayıda anıt ağaç ve anıt olmaya aday yüzlerce ağaç bulunmaktadır. 2006 yılında
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile Üsküdar Belediyesi arasında imzalanan
protokol, Koru’nun SİT alanı olduğu dikkate alınmadan yapıldığı için VG
tarafından mahkemeye başvurularak 2011 yılında iptal ettirilmiştir. 2007
yılında bu protokole dayanılarak İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim
üyelerince hazırlanan Amenajman ve Silvikültür Planı, bazı olumlu yanlarına
karşın, hazırlanma aşamasındaki eksiklikler ve önerdiği bazı sakıncalı hususlar
ile, Koru için yapılan bilimsel çalışmaların, pek de mükemmel olmayan bir
örneğidir. VG, Koru’da yapılacak bu tür bilimsel çalışmalarda da etkin bir
biçimde yer alma isteğini her zaman ifade etmiş olup, 2013 yılında kendi
imkanlarıyla anıt ağaç tespit çalışmasını başlatmış, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü’ne sunmuş, İstanbul İl
Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de konu hakkında bilgi vermiştir.
4)
Koru’da
SİT kararı alındıktan sonra “restorasyon” adı altında Abdülaziz Av Köşkü’nün
müştemilatı niteliğindeki ahırlar yıkılmış, yerine tamamen yeni binalar
yapılmış ve buraya hukuk dışına çıkılarak “İzci Evi” ve “İzci Okulu” adı
verilen oluşumlar yerleştirilmiştir. Sürekli olarak Koru’dan yeni alanları
bünyesine katıp genişleyerek oldukça büyük bir ticari işletmeye dönüşen, yıl
boyunca genel olarak izcilikle ilgili önemli bir faaliyeti de bulunmayan bu oluşumun
derhal korudan çıkartılması sağlanmalıdır. VG’nin buna yönelik talepleri
resmi makamlarca göz ardı edilmiş, hukuk dışı durumun devamına neden
olunmuştur. Yılda bir kez yüzlerce izci Koru’ya toplanmakta, ateş yakılmakta,
ağaçlara, bitki örtüsüne, diğer canlılara, toprağa zarar verilmekte, geride
yığınla çöp bırakılmaktadır. KK 7.9.2005 tarihli, 917 sayılı kararında bu
binaların kaldırılmasını, izcilik faaliyetinin Koru dışına çıkarılmasını
istemiş olmasına karşın, bu karar uygulanmamıştır.
5)
İzcilik
faaliyetleri için Koru’ya dikildiği söylenen bayrak direkleri ve aydınlatma
direği kaldırılmalıdır. İnsanların yoğun olarak kullandıkları Öğretmenevi,
Huzurevi, ve Hastane’nin yakın çevresi dışında Koru’nun aydınlatılması,
Koru’daki yaban hayatına zarar vermektedir. Yukarıda sözünü ettiğimiz belli
yerlerdeki aydınlatmaların da yaban hayatına zarar vermeyecek düzeyde tutulması
önemli ve gereklidir.
6)
Abdülaziz Av Köşkü, KK kararları çerçevesinde
tarihi ve sanatsal özelliklerine uygun bir müzeye dönüştürülmelidir.
Bunun için ivedilikle “İzci Müzesi” olmaktan çıkarılmalı ve bu ismi içeren
tabelalar kaldırılmalıdır.
7)
Üzeri
kapatılarak kanalizasyona bağlanmadan önce Koru’nun en azından bir bölümünün,
dolayısıyla leyleklerin ve diğer kuşlarla hayvanların su kaynağı olan dere,
tekrar açığa çıkarılmalı, temiz bir şekilde akması sağlanmalıdır.
8)
Koru’da güvenlik : Koru’da fuhuş yapıldığı, esrar
çekildiği, Koru’nun tinercilerin mekanı olduğu gibi bazı iddialar zaman zaman
ortaya atılmış, ancak bazı tekil olaylar dışında bu olayların gerçekliği
kanıtlanamamıştır. Buna karşılık, çeşitli kurumların rant amaçlı projeler
nedeniyle Koru’ya iş makinaları soktuğu bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda
Üsküdar Belediyesi yaz aylarında Koru’dan tankerlerle su çekmiş olup, Koru’nun
yeraltı sularını tüketme tehlikesi taşıyan bu işlem, VG’nin ve Koru’ya atanan Koordinatör
Osman Acar’ın çabalarıyla sona erdirilmiştir. 2006 yılında yapılan ve VG’nin 2011
yılında iptal ettirdiği protokole dayanarak Koru’ya yerleştirdiği özel güvenlik
görevlileri, Koru’daki güvenlik konularıyla hiçbir zaman ilgilenmemişlerdir. Yine
Koordinatörün çabalarıyla bu görevliler Ağustos 2013’te Koru’dan
çekilmişlerdir. Koru’da güvenlik görevlisi çalıştırmak yararlı olabilir. Fakat
bunun, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çözümlenmesi gerekir. Ayrıca bu kişilerin
görev ve yetkileri açık olarak belirtilmelidir. En az bunun kadar önemli olan
bir husus da, Koru’nun girişlerinin kontrol altına alınmasıdır. Bununla, halkın
spor, yürüyüş vb. amaçlı giriş-çıkışının kısıtlanması kesinlikle amaçlanmamaktadır.
Fakat, ticari minibüslerden su dağıtıcılarına, evlere pizza servisinden Koru’ya
moloz döken kamyonlara kadar çok geniş yelpazede bir trafik, Koru’nun
toprağını, ağaçlarını, bitki örtüsünü, doğal dengesini giderek daha fazla
tahrip etmiştir ve etmektedir. Koru girişlerinin kontrolü için hazırlanan
ayrıntılı bir taslak öneri, VG tarafından İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 2013
yılında sunulmuştur. Koru’da görevlendirilecek güvenlik görevlilerinin etkin ve
yararlı olabilmesi, yapılan bu taslak çalışmayla bir bütünlük içinde ele
alınırsa sağlanabilecektir. VG, Koru’da güvenlik konusunda alınacak kararlarda
ve bunların uygulamalarında söz sahibi olmak için isteklidir.
9)
Çeşitli
nedenlerle Koru’ya bırakılan çöplerin düzenli bir biçimde toplanması
sağlanmalıdır. Bu amaçla, Koordinatör’ün önderliğinde, Milli Eğitim
Bakanlığı bünyesi içinde bir çözüm geliştirilmelidir. Çöplerin toplanması kadar
önemli olan bir husus da, Koru’ya gelenlerin çöplerini Koru’ya bırakmamalarının
sağlanmasıdır. Zaman zaman Koru’da çöp toplama etkinlikleri düzenleyen VG,
Koru’yu kullananları bilinçlendirme, eğitme, uyarma konusunda etkin rol almaya
hazırdır.
10) Korunun herhangi
bir yerinde açık havada toplu piknik, mangallı piknik, düğün, nişan, kına
gecesi gibi. gürültülü ve ışıklı eğlence, şenlik, panayır, festival, film
çekimi, yerel ya da uluslararası spor karşılaşması, izci toplantısı vb. kalabalık
etkinliklerin yapılması önlenmelidir. Bu tür etkinlikler, doğal ve yaban
hayata zarar verdiği gibi, huzurevi başta olmak üzere çevre sakinlerini de rahatsız
etmektedir.
11) Koru’da herhangi
bir şekilde ve amaçla yeni bina yapılmamalı, toprak betonla veya taşla
kaplanmamalıdır. Yapılabilecek inşai faaliyet KK’ndan önceden yazılı izin
alınması koşuluyla, mevcut binaların ve yolların tamiri ve bakımı ile sınırlı
kalmalıdır. SİT kararında tescillendiği bildirilen tarihi binalar başta olmak
üzere Koru’da bulunan binaların bakım ve onarımlarının zamanında ve usulüne
uygun biçimde yapılmasına özen gösterilmelidir.
12) Gereğinden geniş
ve uzun yapılmış, bazı asfalt, beton veya mıcır yollar ve otopark alanları ile
2009 yılı başlarında kros şampiyonası yapılacağı gerekçesiyle açılan ve
genişletilen yollar daraltılmalı ya da tamamen ortadan kaldırılarak toprak
doğal haline getirilmelidir.
13) Konuyla ilgili
bilim insanlarının yazılı görüşü alınmaksızın Koru’da rastgele ağaç dikimi,
kesimi, budaması veya ilaçlaması yapılmamalıdır. Ağaçlar son yıllarda ehil
olmayan kişiler tarafından rastgele, zamansız ve bilimsel olmayan bir biçimde
budanmaktadır. Budama işlemi, sadece bu işin uzmanları tarafından, gerektikçe,
zamanında ve bilimsel yöntemlere uyularak orman mühendislerinin yakın
gözetiminde yapılmalıdır. Geçmiş tecrübeler, zamansız ve yanlış budamalar
nedeniyle çok sayıda ağacın kuruduğunu göstermiştir. Ağaç kesimi, insan hayatı
veya korudaki doğal hayat için tehlike yaratma gibi zorunlu nedenler dışında
hiç yapılmamalıdır. Koruya yeni ağaç dikimi ise, konuyla ilgili tüm
disiplinlerden (orman mühendisi, kuş bilimcisi) bilim insanlarının katılımıyla
yapılacak bir çalışma sonucunda yapılabilmelidir. Herkesin iyiniyetle, fakat
bilgisizce yapabildiği ağaç dikme işlemlerinin uzun vadede koruya zarar verdiği
unutulmamalıdır.
14) Koru’da yangına
karşı ciddi önlemler alınmalıdır. Hemen hemen her sene yangın geçiren
Koru’nun doğal dengesi böylece daha çok bozulmaktadır. VG ile İtfaiye
yetkilileri arasında yapılan yazışma ve görüşmeler sonucunda Koru’nun belirli
yerlerine yangın muslukları (hidrantlar) konulması için mutabakata varılmış
olup, ayrıntılara ilişkin sorunların çözümlenmesi beklenmektedir.
15) Validebağ
Korusu’nun 1999 depreminde toplanma alanı olarak kullanıldığı göz önüne
alınarak, Koru’da afet yönetimine ilişkin önlemler alınmalıdır. Deprem
vb. doğal afet durumlarında çadır kurulabilecek alanlar önceden belirlenmeli ve
bu alanlar dışında çadır kurulmasına izin verilmemelidir. Ayrıca afet halinde
kurulan çadırlarda kalacakların bazı ihtiyaçlarını karşılayabilecek seyyar
lojistik destek önceden planlanarak her an kullanıma hazır bulundurulmalıdır.
Son söz olarak, Koru, üzerinden rant
sağlanacak bir alan olmayıp, VG ile mahalle sakinleri de bir kişiye/kuruma
rakip veya düşman değildir ve öyle görülmemelidir. Koruyla ilgili proje üreten
herkesin hukuka uyması ve kullanmaya değil, korumaya öncelik vermesi
gerekmektedir. Korunmayan bir yerin uzun vadeli olarak kullanılmasının da söz
konusu olamayacağı unutulmamalıdır.
Haziran
2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder